14 Ağustos 2010 Cumartesi

İmdat Kuruyorum!

Antalya'da doğmuş ve büyümüş bir insan olarak bünyem neme alışkın. Zaten kanımca insan Antalya'da yazın sıcağı gördükten sonra ona Ekvator'da yaşamak bile koymaz. Öyle böyle sıcak olmaz Antalya. Hem sıcak hem nemli. Herkes şapır şupur terleme halinde. Klimalarla aşk yaşar insan. Kışında nemli iğrenç bir soğuk olur, ne giyersen giy fayda etmez, o pis soğuk içine işler.

Eskişehir'de ise bu durum tersine. Hava çok kuru. Kışın lahana modunda yaşıyoruz burda. Yazın akşamları şahane bir hava oluyor, gece ise baya baya serin. Ama o gündüzler. Hava çok çok çok kuru. Ve ben kuru havayı hiç sevmiyorum. Afakanlar basıyor, darallar geliyor. Kafamdan aşağı koca damacana suyu boşaltsam, duşta yaşasam yine kuruyorum. Çok sıcak diyince de Antalya'daki, İstanbul'daki ve bilumum şehirdeki arkadaşımdan laf işitiyorum. Ama anlamıyorsunuz ki harbiden kuruyorum lan! Hücrelerimin, damarlarımın çekildiğini falan hissediyorum. Of.

1 yorum: