12 Ekim 2013 Cumartesi

50. Antalya Altın Portakal Film Festivali Ödülleri Üzerine

Selamlar.
50. Altın Portakal Film Festivali ödülleri verildi. Genel olarak ödüller sahiplerini buldu ve hep tahmin ettiğimiz filmler ve oyuncular aldı. En İyi Film Ödülü iki filme gitti, sadece onlar biraz hayal kırıklığı yarattı bende. Açılım ayağına da verilmiş birisi. Kadın yardımcı ödülü dışında diğer 3 oyuncu ödülü tam olarak sahiplerini buldu diyebilirim. Kutsal Bir Gün daha fazla ödül alır diye düşünüyordum. Mavi Dalga'nın en iyi ilk film ödülü olmak üzere 3 ödül alması çok sevindiriciydi. Böyleyken böyle, 50. yılına yakışmayan sönüklükte bitti festivalimiz. Seneye kimin yönetiminde olur bilemiyorum ama umarım bu senekinden daha görkemli olur. 
İnanmazsın ama Gonca yine Antalya'dan bildirdi.

10 Ekim 2013 Perşembe

50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Notları - 7

50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Notları
7.Gün:
Eveeet koca festivalin sonuna geldik. Son yorumları en sona yazacağım. Bugün yine 3 film izledik. İlk film, Ulusal Yarışma Filmlerinin sonuncusu olan 'Mavi Dalga' idi. Filmde lisede son sınıflarını yaşayan arkadaş grubu ve onların aslında olağan ama farklı olan zamanlarını anlatıyor. Balıkesir'de geçiyor, kızların hepsi de gerçekten lise arkadaşlarıymış, bu bir şekilde geçiyor ve film hakikaten çok sıcaktı. (Yapımcısı akrabamız diye söylemiyorum) Film çok güzeldi, salondan da çok güzel tepki aldı. Başta müzik olmak üzere tüm teknik ödülleri de alır, çekim kalitesi, ses çok başarılıydı. İkinci film tamamen Antalya yapımı olan ve özel gösterimi yapılan 'Her Şey Yolunda' filmiydi. Yani şaka gibi bir şeydi, nasıl tanımlasam bilemiyorum bu filmi Görürseniz kaçın, ama Antalya görüntüleri şahaneydi onun hakkını vereyim. Son film de 'Lal' filmiydi, açıkçası kapanışı şahane yaptık sayesinde. Uzun zamandır izlediğim en güzel Türk filmiydi, mutlaka izleyin. O iki çocuk oyuncuya resmen hasta oldum, çok başarılı olacaklar ilerde.
Evet efenim şaka maka 1 haftadır AKM'deyiz, sonunda yedik festivali. Sıranın önüne atlayan, araya sıkışmaya çalışan ve filmlerde evinde dizi izler gibi yorum yapan teyzelerden birini dövmeden festival bittiği için çok mutluyum. Festivalin 50. yılı olmasına rağmen gerçekten kalitesi çok düşüktü. Bütçe sıkıntısı her yerde görülüyordu, standların açılmaması bizler için çok kötü oldu. Şaka gibi filmler yarıştı. Toplam 16 film izledik. Özel gösterim olanlar kesinlikle Yarışma filmlerinden daha güzeldi. Başta Lal olmak üzere, Arkadaşlar Arasında, Sen Aydınlatırsın Geceyi ve Yarım Kalan Mucize filmlerini bir şekilde izleyin. Kırım filmi Haytarma'yı da mutlaka izleyin, festivalde beni en çok etkileyen filmlerin başında kendisi. Türkan Şoray hala çok güzel kadın. 10 yarışma filminden beni ciddi bir şekilde etkileyen olmadı (gerçi oldu, o basurlu filmi yapanı bulursam döverim). Favorim Kutsal Bir Gün ve Mavi Dalga açıkçası ama Meryem de ödül alacak bence. Cennetten Kovulmak'a ya da Mavi Ring'e politik olarak ödül verebilirler. Artık yarın göreceğiz ne olacak. Velhasıl kelam, 50. Altın Portakal böyle geçti, umarım kimseyi sıkmadım
Gonca, Antalya'dan bildirdi.

50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Notları-6

50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Notları
6.Gün:
Bugün yine 3 film izledik ve aslında bu tempo artık bizi yordu, neyse yarın son gün zaten. İlk filmimiz Ulusal Yarışma Filmlerinden 'Kusursuzlar'dı. Film 2 kızkardeşin bir dolu sırla yaşamaya çalışmalarını ve bir yerden sonra her şeyin patlak vermesiyle ilgili depresif bir film. Aslında konusu biraz değişikti, keşke o kadar sıkıcı yapmasalarmış, izle izle bitmedi. İkinci film, yine Ulusal Yarışma Filmlerinden 'Kutsal Bir Gün' oldu. Allahım sana şükürler olsun, sonunda güzel bir yarışma filmi izledik! Abi-kardeşin işsiz, amaçsız ve ayyaş hayatlarını anlatan bir günü konu alıyor. Arda Kural da Ali Düşenkalkar da yan karakterlerin hepsi de çok başarılıydı. 2 saat süresi olmasına karşın hiç sıkmadı, yarınki filme kadar favorim budur. Kesin ödülü var. Antalya'da geçtiği için torpil geçmiyorum ama valla bak. (Arda Kural hakikaten kilo almış ama filmde üstsüz gördüğüme dayanarak söylüyorum; göbeği eritince eski haline döner :P ) Son film de özel gösterimde izlediğimiz 'Sen Aydınlatırsın Geceyi' oldu. Nasıl şahaneymiş bu film yahu! Onur Ünlü'nin film kafasını seviyorum. Filmi nasıl anlatsam bilemedim, bir şekilde izleyin. Film biraz farklı olduğu için bir türlü anlam veremeyen teyzeleri izlemek de baya bir komik oldu. 10 yarışma filminin 9'unu izledik. Kutsal Bir Gün ve biraz da Meryem dışında dişe dokunur bir film yok, çok yazık çok.
Gonca, Antalya'dan bildirdi.

8 Ekim 2013 Salı

50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Notları -5

50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Notları
5.Gün:
Bugün yine 3 film izledik. İlkine trafik yüzünden son anda girebildik. 'Yarım Kalan Mucize' filmi Köy Enstitülerini anlatıyordu, çok güzeldi, bayıldım. Keşke yarışsaydı eminim ödülü olurdu. Onun bahanesiyle İsmail Hakkı Tonguç'u, Mualla Eyüboğlu'nu, Ruhi Su'yu burdan saygıyla anıyorum. Ulusal Yarışma Filmlerinden 'Uzun Yol'u izledik sonra. Konusu çok iyiydi ama o kadar uzatmışlar ki sıkıldık. Kumar, evlilik, uzun yol, erkeklerin evlilik kafasını anlatıyordu. Erkek oyuncu ödül alabilir, karakteri süper canlandırmıştı. Bu arada araya detay vereceğim; az ünlü oyuncuların protokolde yer kapma sevdası çok komik, onların yüzünden galaları yapılan filmlerin ekipleri kenarda köşede oturmak zorunda kalıyor. Üçüncü filmimiz yine Ulusal Yarışma Filmlerinden 'Mavi Ring'i izledik. Bu filmin de çoğu Kürtçeydi. Neyse, konu bilindik, evet işkenceye karşıyız evet. Film gerçekten başarısızdı, olmamıştı. Beni rahatsız eden; film bitip jenerik akmaya başladığı anda balkondaki kalabalık bir grubun Kürtçe slogan atmaya başlamasıydı, kargaşa yaşandı. Aşağıdan bir grup film bitince alkışladı ama sloganları duyunca çıktı. Böyle saçma anlar yaşandı. Filmden çıkarken, durakta beklerken hatta otobüste herkes çok sinirliydi, herkes şikayetçiydi. Ben de çok sinirliyim. Bazı şeyleri göstermek için, açılım için, politika için bu kadar başarısız filmleri Altın Portakalımızda yarıştırdıklarına inanamıyorum! 50. yıl yahu! Bari biraz saygınız olsaymış. Bugün yarışma filmerinden 7'sini tamamladık. Hiçbiri iyi değil, hepsi sıkıcılık konusunda yarışıyorlar maşallah. Zaten film festivalinden ziyade Kürtçe dili giriş dersleri oldu. Bari filmleri iyi olsaydı!
Gonca, bak yine sinirli, Antalya'dan bildirdi.

50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Notları-4

50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Notları
4.Gün:
Bugün 3 film izledik. İlk filmimiz Ulusal Özel Gösteriminde asıl adı 'Rakı Masası' olan ancak çıkan yasa nedeniyle 'Arkadaşlar Arasında' olarak değiştirilen filmdi. Çok beğendim, 4 erkek oyuncu da başarılıydı. Sıla sürprizi de çok bombaydı. Filmde canınız rakı istemezse, hele öyle bir ortamda ben de Gonca değilim. Salondan bol alkış aldı, keşke yarışsaydı. İkinci filmimiz Ulusal Yarışma Filmlerinden 'Cennetten Kovulmak' idi. Film hikaye kurgusu olarak çok kopuktu, çok şey anlatmaya çabalamış ama olmamıştı. Konu olarak da ben bu tür filmleri sevmiyorum ama mutlaka politik olarak ödül verilecektir kendisine. Filmi aşırı hümanist teyzeler dışında alkışlayan olmadı. Son filmimizin Allah belasını versin diyerek başlıyorum; 'Kısa Film' isimli film beni hayattan soğuttu. Tamamen politik nedenlerle, sırf Kürtçe film olsun maksadıyla yarışmaya dahil eden Altın Portakal ön jürisini lanetliyorum! Tam 1 saat boyunca adamın basurunu izledik arkadaşlar! İnanabiliyor musunuz! Filmin konusu adamın hemoroidi. Şaka gibi. %75'i Kürtçe olan filmde, Türkçe olan yerleri de anlayamadığımız için İngilizce altyazıdan takip ettik. Ama film basur hakkında yani, görüntü, ses, oyunculuk, senaryo falan hak getire! Filmin ilk tuvalet sahnesinden itibaren insanlar çıkmaya başladı, en son salonun az bir kısmı kaldı, biz ne yazık ki salonun ortasında olduğumuz için kaçamadık. Kaçamadıkça ve adamın basurunu izledikçe sinir bastı. Basuru anlatan bir filmi 68 filmin arasından ilk 10'a seçmek Altın Portakal'a yakışmadı.
Gonca, çok sinirli bir halde, Antalya'dan bildirdi.

6 Ekim 2013 Pazar

50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Notları -3

50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Notları
3.Gün: 
Bugün Atalay Taşdiken'in yönettiği 'Meryem' filminin galasıyla Ulusal Yarışma Filmlerine devam ettik.  Filme katılım çok yüksekti, merakla bekliyordu insanlar. Meryem'i canlandıran Zeynep Çamcı çok başarılıydı. Çok fazla rolü olmasa da İsmail Hacıoğlu da öyle. (Bu arada İsmail Hacıoğlu'nun olduğu yerde Vildan Atasever de oluyor tabii, bu filmde de vardı 1-2 dakika kadar.) Hikaye gerçek, belki bilindik ama sonu iyi bağlamışlar. Görüntüler muhteşem. Hepimiz o Meryem'in eşine küfrettik. Meryem'e dili dönmeyen köylülerin Meyrem demeleri olayı çok güzel bir detaydı. Salon da olumlu tepki verdi. Ben de en az 2 ödülü var diyorum. Bugün bir de kortej günüydü, biz AKM önündeki başlangıcına katıldık. En önde Mustafa Akaydın ve Nebahat Çehre vardı - kadın ohalar derecesinde güzel-, arkasında Ediz Hun -onun da maşallahlık bir yakışıklılığı var hala-, Eşref Kolçak, Gülsen Tuncer, Sümer Tilmaç, Oya Aydoğan, Erkan Can, Tecavüzcü Coşkun, Ahu Tuğba ve daha birçok sanatçı da kortejdeydi.
Bu arada belirtmem lazım; Ulusal jüri başkanı Türkan Şoray salona her girdiğinde coşkulu alkışlarla karşılanıyor ve o da bize öpücüklerini yolluyor. Yerim seni Türkan reyiz!
Gonca, Antalya'dan bildirdi.

50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Notları-2

50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Notları
2.Gün:
Bugün Ulusal Yarışma Filmleri galaları başladı. Biz de bu kapsamda 2 film izledik. İlki Maryna Er Gorbach ve Mehmet Bahadır Er'in yönettiği 'Sev Beni' filmiydi. 'Kiev'de olan Kiev'de kalır' mantığı içeren film, bol karlı Kiev'iyle bu sıcak Antalya gününde açıkcası çok iyi geldi. Film güzeldi, en azından gerçekçi bir sonla bitti. İkinci film için ise diyeceklerim çok! Alpgiray M. Uğurlu'nun Uvertür filminden kelimenin tam anlamıyla nefret ettim! Ses inanılmaz kötüydü, görüntü rezaletti. Sırf festivalde yarışsın diye film çekmekten vazgeçin Allah aşkına ya. Adamın gözüne, kulağına girmek, Nokia 3310'la çekilmişcesine sahneler nedir yahu! Filmde bir de sonuca hiç bağlanmayan mektup olayı var, ne akla hizmet öyle bir şey çıktı, gösterildi belli değil. Filmde salonun bir kısmı uyudu, bir kısmı sinirden gülme krizine girdi ve tabii ki bittiği zaman salondan alkış alamadı. Yapmayın gözünüzü seveyim ya bak gene sinirlendim! Neyse bu arada, Türkan Şoray inanılmaz güzel ya, maşallah!
Gonca, Antalya'dan bildirdi.