8 Ağustos 2012 Çarşamba

Uçak mı O? Yoksa Kuş mu?

Denersin.
Olmaz.
Devam edersin. Başkalarıyla ve başka zamanlarda.
Sallamazsın, sonra çok sallarsın.
Dağıtırsın, ne taraftan tutacağını bilemezsin.
Elini atarsın. Boş.
Gidersin, kalırsın ama hep yalnızsındır ya hani.
Ama fark etmeden, ettirmeden bir şeyler oluverir yanıbaşında. Hani şu 40 kere söylersen olur babında. Düşünürsün de kondurmazsın. Kondursan da söylemezsin. Söylesen de hissedemezsin.
Onu kahramanın yaparsın da gerisini getirmezsin.
Neyse, bunları geçtik.

Ben hiçbir zaman sözlere inanmadım. Benim için önemli olan davranışlardır. Zira sözler çok kolay söylenir ama tutulmaz fakat birine ne hissettiğini kolaylıkla gösterebilirsin.

Bir adamın seni sevdiğini, seni uyurken izlemesinden anlayabilirsin mesela, uyurken saçını okşamasından.Sırf biraz vakit geçirmek için bilmem kaç km. yol gitmesinden anlayabilirsin.
Sen istemezsen ben çekip giderim demesinden anlarsın, arkadaşlarınla aran bozulsun istemiyorum demesinden.
Öperek uyutmasından ve öperek uyandırmasından anlarsın.
Haftalar önce merak ettiğini söylediği yerlere, elinden tutup götürmesinden anlarsın. 
Sırf sen seviyorsun diye lemurlara götürmesinden anlarsın.
Bir türlü bulunmayan kodumun Lipton Icetea şeftalisinden anlarsın.

Anlayacak ve anlatacak çok şey vardır da en önemlisi, 'benim elimden tuttuğu zaman ben düşmem' hissidir.

Çünkü düşersem, o tutar.
Çünkü dediğim gibi o kahraman.
Benim kahramanım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder